Cumhuriyetin 94. Yılı Kutlu Olsun.
Bundan 94 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla yeni bir sayfa açıldı. Bu, eğitimden sanayiye, tarımdan sanata kadar yepyeni bir sürecin başlangıcı demekti. Cumhuriyet ulusun egemenliği odaklı bir yönetim sistemi olup, halkın bu egemenliğini belli sürelerle milletvekilleriyle kullandığı bir sistemdi. Ayrıca Cumhuriyet’te seçimle başa gelmiş bir cumhurbaşkanının liderliği söz konusu idi. Bu şekilde kamunun ortak yararı ve yönetimi hedeflenerek yola çıkılan bir sistemin benimsenmesiyle yukarıda belirtilen sektörlerde atılımlar başlamıştır. Özellikle ABD’de yaşanan ve “Kara Perşembe” adı verilen, ardından bütün dünyayı etkileyen 1929 ekonomik krizi ortamında bunu gerçekleştirmek oldukça zor görünüyordu. Ancak ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu konuda kararlıydı.
Ekonomi politikası bakımından “devletçilik” anlayışın benimseyen Atatürk, özel sermaye yetersizliği nedeniyle bu atılımları devlet kanalıyla gerçekleştirme yoluna gitti. Sanayi kuruluşlarından bazılarının işletilerek özel sektöre sermaye katılması için finansman arandı. 1931 yılında Birinci 5 yıllık Sanayi Bakanlığı Planı hazırlanmış, ancak 1934’te uygulanmaya başlanabilmiştir. Bunun gibi atılımlar Atatürk’ün sanayiye verdiği önemi göstermektedir. Ülke ekonomisinin sanayi ve üretim ağırlıklı gelişmesini ön plana alan ulu önder ve çalışma arkadaşları tarafından uygulanan bu politikalar sonucu, 1929 ile 1939 yılları arasında Türkiye’nin sanayi üretim artış hızı dünya ortalamasının üzerine çıkmıştır. Bu rakamlar, söz konusu atılımın ne kadar büyük bir teşebbüs olduğunu ortaya koymaktadır.
Sanayi atılımı sonucu ortaya çıkan bu tabloda kilit nokta ise bunların dış borçlanma ve dış yardımlar yerine milli kaynaklar kullanılarak yapılmasıdır. Milli sanayinin geliştirilerek endüstriyel ürünlerde dışa bağlılıktan kurtulma ilkesi yerini bulmuştur. Bu konuda Atatürk “Endüstrileşmek en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için ekonomik elemanları memleketimizde mevcut olan büyük, küçük her çeşit sanayii kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan müdafaası olmak üzere, ürünlerimizi kıymetlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve refahlı Türkiye idealine ulaşabilmek için bu bir zarurettir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 396) şeklindeki sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayi politikasını özetlemiştir.